Botulinum Toksin

Botulinum Toksin, hem estetik kaygıları gidermek hem de tıbbi anlamda fonksiyonelliği sağlamak amacıyla uygulanmaktadır. Botulinum Toksin aslında ticari bir markadır ve bu işlem esnasında etken madde olarak botulinum toksin enjekte edilmektedir. Botulinum toksin ise Clostridium Botulinum adı verilen bir bakteriden elde edilmektedir.

Botulinum Toksin, ilerleyen yaş ile daha belirgin bir hale gelmekte olan kırışıklıkları ve deride bulunmakta olan mimik çizgilerini hafifletmek, daha belirsiz bir hale getirmek ve yok etmek amacı ile uygulanmaktadır. Yalnızca bir defa uygulanacak olan tek seferlik bir işlem değildir. Kişiden kişiye değişim göstermekle beraber 4 ile 6 ay boyunca kalıcılık göstermektedir.

Genellikle 30 yaş ve sonrası olan kişiler tarafından oldukça sık tercih edilmekte olan bir işlemdir. Ancak belirli bir yaşı bulunmamaktadır. Eper 20’li yaşlarda kırışıklık başlamış ise uygulanabilmektedir. Asıl önemli etkisi düzenli uygulandığında oluşan ve kırışıklık yapan kasları önleyici etkisidir.

Botulinum Toksin, uygulama alanı geniş olan bir yöntemdir. Kişiler; yüzdeki kırışıklıklar, terleme, diş sıkma (bruksizm), çene kasılması, migren, yüz felci ve daha birçok sebepten dolayı bu işleme başvurmaktadır. Botulinum Toksin işleminin mutlaka alanında uzman ve deneyimli sağlık profesyonelleri tarafından yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde istenmeyen sonuçlar alınabilmektedir. 

Botulinum Toksin Nedir?

Mimik hareketleri ve ilerleyen yaş ile birlikte zaman içerisinde yüzde bazı kırışıklıklar meydana gelmektedir. Oluşum gösteren bu çizgilenmeler kalıcı bir hale dönüşmektedir. Kırışıklıklar genellikle alın, kaş arası, göz dış kenarları ve ağız çevresindeki gülme çizgilerinde görülmektedir. Mimikleri kullanma alışkanlığı, mesleği, güneşe maruz kalma süresi, yüz cilt ve kas yapısı, yaş ve cinsiyete bağlı olarak değişik seviyelerde oluşum gösterebilmektedir.

Gözün dış kenarlarında ve alında oluşum göstermekte olan çizgiler kişinin yaşının daha ileri gözükmesine neden olmaktadır. Kaş arasında bulunan çizgiler ise kişinin daha kızgın biri gibi görünmesine sebebiyet vermektedir. Bu bölgelere Botulinum Toksin uygulanması ile birlikte kasların hareketleri kısıtlanmaktadır. Böylelikle de kişinin hem yaşlı hem de kızgın olarak görünmekte olan ifadesi giderilmektedir. Daha genç bir görünüm elde edilmesine de olanak sağlanmaktadır.

Botulinum Toksin Hangi Alanlarda Kullanılır?

Enjekte yöntemi iler gerçekleştirilmekte olan Botulinum Toksin oldukça popüler bir yöntemdir. Birçok kişi tarafında tercih edilmekte olan bu yöntem birçok farklı alanda kullanılabilmektedir. Başta kırışıklıkların giderilmesi için kullanılmakta olan bir yöntem olduğu bilinmektedir. Cildin genç görünmesini sağlamaktadır. Bunların yanı sıra aşırı terleme tedavisinde ve diş gıcırdatma tedavisinde de kullanılmakta olan bir yöntemdir. Migren tedavisinde de kullanılmakta olan bu yöntem genellikle yüz felci için de uygulanmaktadır.

Botulinum Toksin Nasıl Yapılır?

Enjeksiyon biçiminde uygulanmakta olan bir yöntemdir. Ağrılı bir işlem değildir ancak enjeksiyon anında ağrı oluşumuna neden olabilmektedir. Mimik kaslarının hareketlerinde azalma istendiğinde mimik kaslarının içine, terleme şikayetlerinin önlenmesi istendiğinde ise deri içerisine enjekte edilmektedir. Etkisi ise birkaç gün sonra görülmektedir. 4 ile 6 ay boyunca kalıcılık sağlamaktadır. Etkisini yitirdiğinde ise yeniden uygulanabilmekte olan bir yöntemdir.

Botulinum Toksin Kimler Uygular?

Botulinum Toksin işleminin doğru bir yerde ve doğru bir şekilde yaptırılması oldukça önemlidir. Bundan dolayı Botulinum Toksin yaptırmak isteyen kişilerin oldukça dikkatli davranması ve bu konuda uzman bir hekime başvurması gerekmektedir.

Botulinum Toksin Uygulaması Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

İşlem sonrası süreçte etki hemen görülmemektedir. Genellikle işlemden 3 ile 4 gün geçtikten sonra uygulanan Botulinum Toksin oturmaktadır. Bundan dolayı da etkisinin hemen oluşmasının beklenmemesi gerekmektedir. Aynı zamanda bu etkiler ortalama 4 ile 6 ay boyunca kalmaktadır ancak daha sonra etkisini kaybetmektedir. Yani uzun yıllar boyunca kalıcılığını korumakta olan bir yöntem değildir. Bu nedenle de belirli aralıklar ile yeniden yaptırılması önerilmektedir. Böylelikle daha uzun süre kalıcı bir hale gelebilmektedir.

İşlem sonrası süreçte bölgenin en az 6 saat boyunca su ile temas etmemesi gerekmektedir. Daha sonraki süreçte duş alırken ya da yüz yıkanırken daha nazik hareket edilmesi önerilmektedir. Suratın sert bir şekilde ovulmasından kaçınılması gerekmektedir. Ödem ve kızarıklıklar geçene kadar güneşe çıkılmaması önerilmektedir.

Dolgu hakkında detaylı bilgi için tıklayın.